• Mercedes-Benz Türk Yetkili Satıcıları ve Servisleri Derneği
Menü
Tüm Haberler
Karşılaştırma
E-Serisi, BMW 5 Serisi’ni yendi
İki otomobil dağın yamaçlarında park ederken gecenin gölgesi de kendini yavaş yavaş gösteriyor. Akşamın sessizliğini motorların soğuma çıtırtıları bozuyor. Tam da günün anlam ve önemine uygun bir manzara. Bu iki otomobilden sadece biri zirveye çıkabilecek. Aslında çok yeni ve uzunca bir süre daha bizimle olmaya devam edecek, ancak diğer yandan Mercedes'in W 214'ün sunumunda açıkladığı üzere bundan böylece içten yanmalı motor platformunda başka bir E-Serisi olmayacak. Bu, dokuz nesil ve 70 yıldır Mercedes'in sahip olduğu her şeyi temsil eden bir modelin en güncel evrimine heyecanlı bir şekilde dikkat çekmek için sıra dışı bir iletişim stratejisi. Bu model her zaman dönemin beklentilerini karşılıyor ve her zaman ilerlemenin hızına ayak uydurmakla kalmıyor, aynı zamanda ilerlemeyi belirliyor. 

Öte yandan bu yolda tek başına da ilerlemiyor. 1972 yılından bu yana BMW 5 Serisi, Mercedes’e bu yolda eşlik ediyor. Kimi zaman bir adım önde, kimi zaman ise bir adım geride ikili kıyasıya bir rekabet halinde segmente yön veriyor. 

Farklı stratejiler

Mercedes, E­Serisi’ni yarı-hibrit ve şarj edilebilir hibrit içten yanmalı motorlarla sunarken, tamamen elektrikli motoru ayrı bir elektrikli araç platformu üzerinde EQE adı altında sunuyor. BMW farklı bir strateji izliyor. BMW, tıpkı 4 Serisi ve 7 Serisi’nde olduğu gibi 5 Serisi’nde de çoklu enerji platformu stratejisi uyguluyor. Yeni bir nesilde yenilik beklentisini 5 Serisi boyut açısından karşılıyor. Yeni 5 Serisi uzunluğu ile 2008-2015 yılları arasında lüks sınıfta hüküm süren F01 kasa kodlu 7 Serisi seviyesine ulaşmış durumda. Ancak ne var ki, dış boyutlardaki bu artış iç mekana, Mercedes örneğinde olduğu kadar yansımıyor. Yeni nesil 5 Serisi önceki nesle göre 11,1 cm daha uzun. Ancak sadece 4 cm arka koltuk yolcularına diz mesafesi olarak yansıyor. Ayrıca genişliği 2 cm ve yüksekliği 4,7 cm arttı. Bu artış da iç mekana pek yansımıyor. Daha çok teknik yapıya feda edilmiş durumda.

Günün sonunda bu platformda farklı enerji çözümleri için alan gerekiyor. İ5 örneğinde bir veya iki elektromotor ile büyükçe bir batarya. Şarj edilebilir hibrit çözümde içten yanmalı motor, elektromotor ve kompakt bir batarya. İçten yanmalı seçenekte ise mekanik bir dört tekerlekten çekiş sistemi. Tüm bu sistemler farklı alan gereksinimleri anlamına geliyor. Böylece en fazla alan kaplayan sistem minimum boyut gereksinimini belirliyor. Ayrıca BMW araç ağrılığa bağlı olarak farklı yürüyen aksam bileşeni tercih edebiliyor. Örneğin i5 M60 xDrive, 520d xDrive’dan yaklaşık 480 kg daha ağır. Bu da araca uygun çözüm anlamına gelebiliyor. Elektrikli araçta örneğin ses yalıtımlı rulmanlar veya dört tekerlekten çekişli araçların ön aks taşıyıcısın da alüminyum panel kullanıyor. Bu çözümler elbette ideal ağırlık dağılımını hedefliyor. Veya test aracında olduğu gibi adaptif amortisörler veya dört tekerlekten yönlendirme (maksimum 2,5 derece açılı) gibi işlevler ise BMW’den beklenen sürüş özelliklerine hizmet ediyor. 

Mercedes de E-Serisi için arka aks yönlendirme özelliği sunuyor. Hatta 4,5 derece açı ve adaptif havalı süspansiyon ile daha da ileriye taşıyor. Ayrıca iç mekanı kaliteli malzemeler süslüyor. Ancak koltukların rahatlığı 5 Serisi’ndeki opsiyonel Konfor koltuklar kadar iyi değil. Bunun dışında Mercedes daha rahat kullanım özelliklerine sahip. Direksiyon kollarındaki 
dokunma hassasiyetli yüzeyler hariç daha büyük dokunma yüzeyleri kullanım kolaylığı sağlıyor. Ayrıca sesli komut sistemi 
de daha iyi çalışıyor. 

Çevir-bas pek işe yaramıyor

BMW birçok kez iDrive adındaki merkezi kumanda çözümünün en iyisi olduğunu kanıtladı. Ancak bu örnekte kullanıcı arayüzü dokunmatik ekran ve sesli komut sistemine odaklanıyor. Öte yandan çok sayıda alt menüden oluşan menü dizilimi pek de çevir-bas tipi merkezi kumanda çözümüne uygun değil. Dolayısıyla düne kadar çevir-bas mantığı ile el yordamı ile ulaşılan işlevlere aynı oranda pratik bir erişim mümkün olmuyor. Özellikle yolda yalnız değilseniz, sürekli olarak sesli komut sistemiyle sohbet etmek istemezsiniz. Bir de şu 5 Serisi’ndeki dijital gösterge ekranı konusu var. Ekran teması pek de bir anlam ifade etmeyen “Kişisel”, “Rahatlatıcı” veya “Modern” gibi tanımlamalara göre değişiyor. Görünümü çok banal olduğu gibi bilgi içeriği de zayıf okuması da kolay değil. Artık motorları çalıştırma zamanı. Her iki örnekte de 2,0 litre hacimli dizel motor söz konusu. 520d iki adet sırayla devreye giren turbo ile 197 PS güç ve 400 Nm tork üretiyor. 220 d ise tek bir VTG­Turbo ile yine 197 PS güç ve 440 Nm tork sağlıyor. Ayrıca 220 d’de dizel motoru 17 kW/205 Nm sağlayan çok daha güçlü bir kayış tahrikli marş jeneratörü yarı-hibrit sistemi oluşturuyor. Marş jeneratörü özellikle ilk hızlanma anında ek güç sağlıyor, ama aynı zamanda daha akıcı bir sürüş de sağlıyor. Bunun dışında daha yoğun bir enerji geri-kazanımı sağlıyor, daha hızlı ve daha sık şarj ediyor. Böylece E-Serisi çok daha yoğun, çok daha sık ve çok daha uzun süre sessizce süzülebiliyor yolda. İki adet NOX ile emisyonları arındırılan OM 654 motor sarsmadan tekrar devreye giriyor. Bunun dışında dokuz vitesli otomatik şanzıman son derece uyumlu bir şekilde vitesleri değiştiriyor. BMW’nin 520d’de kullandığı sekiz vitesli şanzıman aynı uyumu göstermiyor. 

BMW, yeni dizel motorun emme kanallarını ve yanma odalarını kapsamlı bir şekilde revize etti. Ayrıca eksantrik yönetimi, enjeksiyonlar, egzoz sistemi ve Common­Rail sistemi elden geçirildi. Altı silindirli motorlarda şanzımana entegre edilen lektromotor yerine dört silindirli motorlarda kayış tahrikli bir marj jeneratörü devreye giriyor. Bu uygulama kesinlikle motorun canlılığına ve performansına olumsuz yansımıyor. Aksine daha düşük elektromotor desteğine karşın 520d performans disiplininde küçük de olsa bir avantaj sergiliyor. Küçük performans avantajına karşın tüketim dezavantajı daha fazla. Test ortalamasında 6,9 lt/100 km ile 6,6 lt/100 km tüketim değerleri söz konusu. Hatta Eko ölçümlerinde BMW 5,0 lt/100 km ile oldukça tutumlu olmayı başarırken E 220 d 4,5 l/100 km ile yüzde 10 daha da tutumlu olmayı başarıyor.

Daha üst düzey bir Benz 

220 d 4Matic; arka aks yönlendirme ve havalı süspansiyonuyla slalom parkurunda sadece 5 Serisi’nden daha hızlı olmakla kalmıyor, aynı zamanda AMG
C 63 Performance+ gibi performans odaklı bir sporcuyu da alt ediyor. Ayrıca test pistinde sergilediği performans kadar trafiğe açık yollarda da sürüş özellikleriyle dikkat çekiyor. Daha gergin bir kuruluma sahip olan BMW daha direkt hatta biraz fazla direkt çalışan direksiyon sistemiyle sinirli hissettiriyor. Bu da zaman zaman yorucu olabiliyor. Ayrıca boyutları nedeniyle virajlı karayollarında büyük hissettiriyor. Önceki nesillerin aksine G60, artık sürüş sırasında kompakt bir his yaratmayı başaramıyor. Direkt çalışan direksiyon sistemi ve dengeli ağırlık dağılımına karşın kıvrak hissettirmiyor. Kütlesiyle virajlarda 
önden kayma eğilimine giriyor. Bu noktada dört tekerlekten çekiş sisteminin değişken oranlı tork dağılımı da çözüm olmuyor. 4Matic bu noktada ön aksa daha 
fazla tork aktarabiliyor ve böylece tutunma kaybı oluşmuyor. Oldu ya, viraja biraz aceleci girdin, E-Serisi arka aks yönlendirmenin de etkisiyle çizgisine sadık ve son derece dengeli bir şekilde viraja giriyor ve çıkıyor. Hiçbir şekilde dengesizleşmiyor veya huzursuz etmiyor.

İlk etapta oldukça hızlı olduğunu düşünsen de, bir sonraki virajda tempoyu biraz daha arttırıyorsun. Ön tekerlekler yere daha istekli basarken arka kısım da stabil kalmaya devam ediyor. Aslında bunu daha da abartabilirsin, ancak belli bir noktada abartmayı bırakıyorsun. Hayır, otomobil limitlerine ulaştığı için değil, 
yeterince hızlı hissettiğin ve otomobil beklentinin ötesine geçtiği için. Bu arada E-Serisi, üstün yol tutuş özelliklerini onu lüks sınıfta en üst seviyeye aşıyabilecek gelişmiş bir konfor seviyesiyle harmanlıyor. Mühendisler biraz gergin bir kurum tercih etmişler. Bu da yol dalgalarındaki salınımları azaltıyor. E-Serisi yol bozukluğunu güzelce filtreliyor ve ardından hızla esneme hareketini durduruyor. Ayrıca sistem sert darbeleri de güzelce sönümlüyor. Bu denli üstün yol tutuş ve konfor dengesi benzersiz ve tamamen yeni standartlar getiriyor. Otomobil tutkunları olarak bu otomobilin son dönemde moda haline gelen bağlantı veya akıllı otomobil söylemlerinden uzak olmasından mutluyuz. Bu tamamen bir otomobilde neyin önemli olduğu açıkça vurgulanıyor: otomobil kullanmak. Her zaman olduğu gibi bu konuda BMW de çok iddialı. BMW de üst seviye bir süspansiyon konforuyla yolcularını şımartıyor. Biraz daha gergin bir kuruluma sahip sistemin yol bozukluklarına daha fazla tepki vermesi ve bunları iç mekanda daha fazla hissettirmesi ise tam da BMW’den beklenen bir 
karakteristik. Ancak Mercedes öylesine üstün bir sürüş özelliği sergiliyor ki, BMW bu noktada geri planda kalıyor. 

Yolda kendi kendine

BMW 5 Serisi şimdilik bir konuda tek: kendi kendine sürüş. Mercedes E-Serisi önümüzdeki yıldan itibaren otoyolda kendi kendine sürüş ve şerit değişikliği
yapabilecek. Aslında bugün de yapabilir, ancak henüz izin verilmiyor. BMW ise 135 km/s hıza kadar otoyol pilotu ile eller direksiyonda olmasa da kendi 
kendine sürüş yapabiliyor. Navigasyona bir hedef girildiğinde 5 Serisi sollama yapmak üzere şerit bile değiştirebiliyor. Ancak bunu sadece kesin olarak 
haritalandırılmış otoyollarda yapabiliyor. Sistem ekranda bir şerit değişikliği işareti veriyor. Sürücünün ise ilgili yan aynaya bakarak süreci onaylaması yetiyor.

Aslında Mercedes’in yürüyen aksam kurulumu gibi BMW’nin otonom sürüş özellikleri de Alman otomobil mühendisliğinin mükemmelliğini teyit ediyor. Ne de olsa, otomobil üreticilerinin Alman markalarına saldırması şu sıralar çok moda. Öte yandan Tesla, Nio, Aiways, Build Your Dream gibi markalar, abartılı mucize otomobillerinin, 5 Serisi ve E-Serisi gibi; otonom, konforlu, verimli ve dinamik bir şekilde sürüş yaptıklarını gösterebilsinler. Aslında bu tablo, bu ikilinin fiyatlarını da açıklıyor. Evet, bu test araçları 80.000 Euro sınırının üstünde. Ancak bu sınıfta mümkün olanın en iyisini temsil ediyorlar. Evet, bütçeleri zorlayan 
bedeller, ama bu Mercedes ve BMW için her zaman böyle oldu. Elbette bu bedeli vermek istemeyenler de olacaktır. Öte yandan BMW ve Mercedes'in asla yapmayacağı bir şey var, o da mümkün olan en iyi otomobilden daha azını geliştirmek. Bu arada BMW çok iyi bir 5 Serisi yaratmayı başardı, ama Mercedes, 
kendi platformundaki son E-Serisi ile ve özellikle dört silindirli dizel ile bugüne kadarki en iyi otomobillerden birini yarattı.


Kaynak: Auto Motor und SportS
Devamı
Basın Açıklaması
Yeni Tebliğ ile otomotive yatırım yapan yetkili satıcılar cezalandırılıyor
OYDER’den Basın Açıklaması (5 Aralık 2023)
 
Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Yayınlanan Yeni Tebliğ, Türkiye’de yerleşik yetkili satıcılıkları ve ticareti temelinden etkileyecek nitelikte…

T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından 29 Kasım 2023 tarihinde çıkarılan “Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Tebliğ” ile Avrupa Birliği menşeili ve Serbest Ticaret Anlaşmaları ile ülkemize ithal edilen araçlar haricindeki tüm elektrikli araçların ithalatı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı veya yetki verdiği kurumca düzenlenen “izin belgesine” bağlı hale getirilmiştir.

İzin Belgesinin temini için 30 gün süre verilmiş ve bu süre içerisinde yerine getirilmesi imkansız birçok şart ileri sürülmüştür. Bu şartların yerine getirilmemesi halinde araçların ithalatına izin verilmeyeceği ve ilgili markanın etkilenen modellerinin Türkiye’de satışının durdurulacağı ifade edilmiştir.

Türkiye’de otomotiv sektörünün tamamı yerli ve milli sermayeden oluşan yaklaşık 5 Milyar Dolar ile en yüksek yatırım seviyesine sahip yetkili satıcılık teşkilatları açısından, ticaretin sürdürülebilirliği ilişkin bu tebliğ önemli sakıncalar doğurmuştur.

Yetkili Satıcılık mesleği açısından ortaya çıkan sakıncalar ve tehditler aşağıda özetlenmiştir:

1. Tebliğin yayınlanmasından önce ülkemize ithalat izni almış ve satışına başlanmış olan marka ve modeller için distribütörler ile yetkili satıcılar arasında bayilik sözleşmeleri imzalanmış ve markanın belirlediği standartlara uygun yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Yeni tebliğ ile ilgili markanın modellerinin ülkemize ithalatı duracağı için, yeniden izin belgesi alınana kadarki süreçte yetkili satıcıların araç kaynağı kesilecek ve ticaret tamamen duracaktır. Bu markalara yatırım yapmış olan yetkili satıcılar için ilk etapta zarar, sürecin uzaması halinde de iflas kaçınılmaz olacaktır.

2. Tebliğ ile distribütörlerin 7 bölgede 20 adet TS 12047 ve TS K 646 belgeli servise sahip olmaları şart olarak ileri sürülmüştür. Ülkemize ithalat yolu ile gelen tüm araçlar için aslında geçerli olan bu hüküm sadece elektrikli araçlar için distribütörün sahibi olması şartı ile genişletilmiştir. Türkiye’de 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren yetkili satıcılar, üretici standardında yetkili servisler ile bu görevi üstlenmiş ve devam ettirmektedir. Yeni hüküm ile tüm bölgelerde yetkili satıcılar kendi yaptıkları yatırımlarına karşılık bir de distribütörün aynı işkoluna yatırım yapması sonucu ile karşılaşıp rekabet etmek zorunda kalacaklardır. İşveren statüsündeki distribütör ile aynı alanda rekabet etmek yetkili satıcılar açısından verimsiz bir yatırıma neden olacaktır.

3. Yeni yayınlanan tebliğ tüm markaların en az 40 çalışan ile bir çağrı merkezi sahibi olmasını da amir hüküm olarak getirmektedir. Yetkili satıcıların gerçekleştirdiği satışların ardından servis ihtiyacı doğan tüketiciler yetkili satıcılar ile bu ihtiyaçlarını gidermek yerine çağrı merkezi aracılığıyla distribütörün sahibi olduğu servislere yönlendirilecektir. Bu da serbest rekabet açısından ayırımcılık doğuracak ve yetkili satıcıların iş hacminde önemli bir düşüşe neden olacaktır. Zaten elektrikli araçların içten yanmalı araçlara göre çok daha az servis girişine ihtiyacı olması nedeniyle düşecek olan iş hacmi, çağrı merkezi ve distribütörün sahibi olduğu servisler nedeniyle iyice azalacaktır.

OYDER’DEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından ithalatın önüne geçilmesi ve yeni dönemin parlayan yıldızı elektrikli araçların satışının kontrol altına alınması amacına yönelik hazırlandığı anlaşılan tebliğ, bu amacın dışında yerleşik düzeni ve tamamlanmış yatırımları tehdit edecek boyutta bir sonuç doğurmaktadır. 

Türkiye’de 1.270 plaza ile tüm illeri kapsayacak şekilde yaygın bir teşkilata sahip olan yetkili satıcılar açısından yukarıda sıralanan sakıncalara yönelik çözüm önerilerimiz aşağıda kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır:

1. Tebliğe eklenen distribütör tarafından sahip olunan 7 bölgede 20 servis ibaresi, yetkili servisleri kapsayacak şekilde değiştirilmeli ve üretici standardında servis veren yetkili satıcılar ile yapılan anlaşmanın kapsam içinde değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Yetkili satıcılar 50 yılı aşkın süredir gerçekleştirdikleri görevi TSE’nin belirlediği standartlarda yapmaya devam etmeli ve distribütör ile rekabete girmek zorunda bırakılmamalıdır.

2. Tebliğ ile getirilen eğitim ve çağrı merkezi şartları için hem distribütöre hem de yetkili satıcılara gerekli altyapıyı hazırlamak için makul bir süre tanınmalıdır. Henüz ne MYK tarafından ne de TSE tarafından bir eğitim müfredatı hazırlanmadığı için verilen 1 ay süre içerisinde bu eğitimlerin tüm çalışanlar için tamamlanması imkansızdır. Bu sürenin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.

3. Tebliğ öncesinde ithalat iznini alarak satışına başlanmış marka ve modeller için ithalat izin belgesinin temini için verilen sürenin uzatılması ve tamamlanmış yatırımları bulunan yetkili satıcıların mağdur edilmemesi gerekmektedir. Bu sebeple, tebliğin bu marka ve modeller için başlangıç süresinin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.

Elektrikli araçların satışı ve kullanımı sırasında tüketici mağduriyetini engelleyecek her türlü tedbirin yanında olduğumuzu ancak bu bakışın menşei fark etmeksizin tüm elektrikli araçlar için geçerli olmasının da serbest rekabet açısından önemli olduğunu ifade etmek isteriz.

Ülkemizde hiçbir yetkili satıcısı olmayan, servis ağı kurulmamış bazı markaların sadece üretildikleri ülke kapsam dışında olduğu için mağduriyet yaratmasının da bu şekilde ortadan kaldırılacağına inanıyoruz.

Tüm kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.

OYDER - OTOMOTİV YETKİLİ SATICILARI DERNEĞİ
Devamı
Etkinlik
OYDER 100. Yıl Cumhuriyet Balosu
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı kutlamaları kapsamında,  14 Ekim 2023 tarihinde bir Cumhuriyet Balosu düzenledi.

OYDER Cumhuriyet Balosu adı ile tertip edilen balo, Çırağan Sarayı Balo Salonunda gerçekleştirilmiştir. Baloya tüm Yetkili Satıcılar, Sektör Temsilciler, Siyaset ve Kamu Yöneticileri ve sponsorlar katılmıştır. Çırağan Sarayı'nda gerçleştirilen OYDER Cumhuriyet Balosu’nun gelirleri MEB ile TED arasındaki protokole uygun olarak 100 depremzede çocuğun eğitim bursu olarak kullanılmıştır.

18.00 – 20.00 Kokteyl ile başlayan OYDER Cumhuriyet Balosunda;

Kokteyl içerisinde özel alanda Sunay Akın ile Tarihi Sohbeti ve Atatürk Resimleri Sergisi yer almıştır. Ayrıca Baloda

20.00 – 24.00 Akşam Yemeği ve Balo

Akşam yemeği sırasında 

Hatay Akademi Senfoni Orkestrası “Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar”

Zeybek Gösterisi

Ayhan Sicimoğlu Orkestrası performansları programları yer almıştır.
 
Cumhuriyetimizin 100. Yılına yakışır bir organizasyon ile tüm sektörü bir araya getiren OYDER'in Cumhuriyet Balosunda kıyafet kodu; tarihteki Cumhuriyet Baloları ile benzer şekilde, erkekler için smokin/koyu renk takım elbise, kadınlar için tuvalet olarak belirlenmişti. 

Türkiye otomotiv sektörünün en önemli buluşmasını bu balo ile gerçekleştiren OYDER, balo geliri ile depremde eğitim olanakları kısıtlanmış çocuklara da  burs vermenin gurununu yaşattı.
Devamı
Amg Ruhu
Sadece 20 adet üretilecek olan Mercedes-Benz G63 A
Mercedes-Benz G serisi, Cabriolet versiyonuyla dikkat çeken bir otomobil. Ancak G63 AMG modelinin Cabriolet halini hiç görmemiştik. Bir atölye artık Mercedes-Benz lisansları ile G63 AMG Cabriolet üretimi yapıyor. Ancak dünya üzerinde sadece 20 adet üretilecek.

Bir Mercedes-Benz G serisi gördüğünüzde muhtemelen bir süre onu takip ediyorsunuzdur. Markanın "tank" mottosu ile ürettiği otomobilin farklı versiyonlarını bugüne kadar gördük. Bu versiyonlar arasında üstü açık tavanıyla oldukça dikkat çeken Cabriolet versiyonu da var. Ancak hiçbir zaman G63 AMG modelinin Cabriolet halini görmemiştik. Bir atölye artık Mercedes-Benz lisansları ile G63 AMG Cabriolet üretimi yapıyor. Ancak dünya üzerinde bu modelden sadece 20 adet üretilecek. İşte detaylar…20 adet ile sınırlı! Mercedes-Benz G63 AMG Cabriolet!Bugüne kadar çok farklı kasa tipleri ile G Serileri üretim bandından indi. 6×6 versiyonlar, pikap versiyonlar vb. üretimler oldu. Ancak Cabriolet için durumlar farklı. Marka üstü açılan bir G Serisi versiyonunu geçmiş yıllarda üretti. Ancak bu modeller çift kapıya sahiptiler ve AMG serisine ait değillerdi. Bahsi geçen otomobil ise gerçek AMG ruhuna sahip olmasıyla tabuları yıkıyor.

20 adet ile sınırlı! Mercedes-Benz G63 AMG Cabriolet!

Bugüne kadar çok farklı kasa tipleri ile G Serileri üretim bandından indi. 6×6 versiyonlar, pikap versiyonlar vb. üretimler oldu. Ancak Cabriolet için durumlar farklı. Marka üstü açılan bir G Serisi versiyonunu geçmiş yıllarda üretti. Ancak bu modeller çift kapıya sahiptiler ve AMG serisine ait değillerdi. Bahsi geçen otomobil ise gerçek AMG ruhuna sahip olmasıyla tabuları yıkıyor.

Devamı
Otonom Araçlar
Mercedes, otonom araçlarını turkuaz ışıklar ile belirtecek
Trafikteki diğer sürücülerin, aracınızın otopilotta olduğunu anlamasını sağlayacak.

Mercedes, araçlarının otopilotta olduğunu dışarıdan da belirten ilk otomobil üreticisi oldu. Yasal olarak Amerika'da 2 eyalette (Nevada ve Kaliforniya) izin alan firma, bu özelliği test araçlarında kulanmaya başladı bile.

Bu işaret ışıkları, kamuoyunun otopilota karşı soğuk algısını kırmak ve yol güvenliğini artırmak için görev alıyor. Hem önde hem arkada sinyal ışıklarının yanına yerleştirilen turkuaz ışıklar, aynalardaki sinyalleri de yalnız bırakmıyor. Bu ışıklar, diğer sürücülerin aracınızı bir bilgisayarın kullandığını anlamasını sağlayacak.

Bu işaret lambalarının kullanılacağı ilk kullanım alanı, dünyanın ilk üçüncü seviye otonom sürüş sistemi olan Drive Pilot ile birlikte kullanılacak. Almanya'da 2021 yılında resmîleşen bu özellik Almanya'daki müşterilere opsiyon olarak alınabiliyor.

Işıkların turkuaz seçilmesi hem elektrifikasyona bir atıfta bulunuyor hem de trafikte gördüğümüz diğer ışıklar (sarı, yeşil ve kırmızı gibi) ile karıştırılmayacağını garantiye alıyor. Olaydan haberi olmayan sürücülerin bile ilgisini çekmesi bekleyen Mercedes, bu teknolojinin global bir teknolojiye dönüşmesini istiyor.

Kısacası henüz ülkemizde kullanıma sunulmayan ve resmî bir plan belirtilmeyen bu teknoloji ile karşılaşırsanız içiniz rahat olsun. Karşınızdaki araç teknolojinin verdiği en donanımlı otopilot sistemlerden birine sahip. Henüz yeni tanıştığımız bu tasarımın zamanla sektör standardı hâline gelmesi de şaşırtıcı olmaz.
Devamı
Elektrikli Araçlar
Elektrikli Mercedes eO500U İzmir yollarında test ediliyor
Yüzde 100 elektrikli eO500U’nun yol testlerinin bir bölümü, Mercedes-Benz Türk tarafından İzmir’de gerçekleştirildi.

Mercedes-Benz Türk Hoşdere AR-GE Merkezi, yaptığı çalışmalarla otobüs dünyasında yenilikçi fikirlerin hayat bulmasını sağlıyor. 2009 yılında kurulan Mercedes-Benz Türk Hoşdere AR-GE Merkezi, tüm dünyadaki Mercedes-Benz ve Setra marka otobüslerin iç donanım, karoser, dış kaplama, elektrik altyapısı, teşhis sistemleri ve donanımsal dayanıklılık testleri için yetkinlik merkezi olarak çalışıyor. Bu vizyonla paralel olarak, Latin Amerika pazarı için üretilen tamamen elektrikli Mercedes-Benz eO500U’nun şasisinin ön aks segmenti de Mercedes-Benz Türk Hoşdere AR-GE Merkezi tarafından geliştirildi. Mercedes-Benz Türk, Otobüs Karoser AR-GE ekibinin elektrikli eO500U için geliştirdiği teknoloji, Latin Amerika pazarını elektrikli dönüşüme hazırlarken, aracın uzun yol testleri de geçtiğimiz yaz boyunca İzmir yollarında gerçekleştirildi.        

Mercedes-Benz ve Setra markaları                           

Mercedes-Benz Türk Hoşdere AR-GE Merkezi’nde yer alan Test Bölümü, dünyada üretilen tüm Mercedes-Benz ve Setra marka otobüslerin yol testlerini gerçekleştiriyor. Türkiye’nin dört bir yanında yapılan testlerde, yeni üretilen bir otobüsün seri üretimden önce gerçek yol, iklim ve kullanım koşullarındaki dayanımı tespit edilirken, aracın tüm sistem ve komponentlerinin fonksiyon ve dayanımı da kontrol ediliyor. İklimi ve zorlu topografisi ile ideal şartlar sunan İzmir'de, Mercedes-Benz eO500U otobüsün yeni sistem ve komponentleri test edildi. Testlere önümüzdeki dönem İstanbul bölgesinde devam edilecek.
Devamı